Meniere Hastalığı, ataklar halinde ortaya çıkan, kulakta çınlama, uğultu, dolgunluk hissi, işitme kaybı ve baş dönmesi ile ortaya çıkan bir hastalıktır. Ortaya çıkan baş dönmesi uzun süre devam edebilir. Hastada atak sırasında bulantı kusma görülebilir. İşitme kaybı ilk ataklarda geçicidir, tipik olarak pes tonları yani kalın sesleri içerir ve atak sonrası işitme normale döner. Ancak atak sayısı arttıkça kalıcı işitme kayıpları da görülebilir. Bazı hastalarda bilinç kaybı olmadan düşmeler ortaya çıkabilir.
Meniere hastalığının nedeni kesin olarak bilinmemektedir. İç kulakta bulunan ve endolenfatik kese olarak adlandırılan yapıda bir 'şişme' olduğu düşünülmektedir. Tanıda en önemli unsur öyküdür, yani hastanın anlattıklarıdır. İşitme ve denge testlerinden yararlanılabilir.
MENİERRE HASTALIĞI NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Tedavi iki bağlamda değerlendirilebilir: Atak tedavisi ve önleyici tedavi. Atak tedavisinde hastanın bulantı kusması da varsa hastaneye yatırılıp serum tedavisi, damardan diazepam ve difenhidramin tedavileri verilebilir. Atak sonrası ise önleyici tedaviler verilir. Meniere üzerine pek çok araştırma yapılmış, pek çok önleyici tedavi denenmiştir. Tedavide ilk basamak yaşam biçimi değişiklikleridir. Hastaya tuzsuz yemesi, sigara içiyorsa sigarayı bırakması, şarap, bira gibi fermante içkiler içmemesi, stresten uzak durması önerilir. İlaç tedavisinde öncelikle çok yaygın kullanılan ajan betahistindir. Son zamanlarda yüksek doz betahistinle iyi sonuçlar bildirilmektedir. Yine iç kulaktaki bozulduğu düşünülen tuz dengesini sağlamak için asetazolamid isimli idrar sökücü ilaçlardan yararlanılabilir. Bu ilaç potasyum tuzunun azalmasına yol açabilir, bu sebeple hasta bu ilacı alırken kayısı, patates ve muz gibi potasyumdan zengin yiyecekler tüketmeli, ellerinde ayaklarında karıncalanma uyuşma olursa doktoruna haber vermelidir.
Bu tedavilere rağmen ataklar kontrol altına alınamadıysa kulak enjeksiyonu tedavisi gündeme gelebilir. Burada işitmesi bozulmamış bir hastada öncelikle orta kulağa kortizon veya gentamisin enjeksiyonları uygulanmaktır.
İlaç tedavilerinden yarar görmeyen hastalarda cerrahi tedaviler uygulanabilir. Burada işitmeyi koruyan ya da korumayan cerrahilerden (Endolenfatik kese cerrahisi, Vestibüler nörektomi ve Labirentektomi) söz edebiliriz. Sonuçta Meniere tedavisinde amaç yaşam biçimi değişiklikleri ve ilaç tedavileriyle hastalığı kontrol altında tutabilmektedir. Oldukça az sayıda hastada cerrahi tedaviye gereksinim olmaktadır.